8 Ocak 2014 Çarşamba

Çok Karakterlilik

  Gelin bir insanın hayatını düşünelim...Neler var? İş hayatı , Okul hayatı , Aile hayatı , Arkaşları ile olan dünyası bir de Duygularını paylaştığı  ( Sevgilisi -Eşi ) ile diğer bir dünya. Bu her başlığın altında yine alt dallara ayrılan ve her birinin kişiden kişiye değişen kocaman bir labirent olduğunu tahmin etmek zor değil.
 Dünyaya gelirken bize verdikleri  ' Nasıl Yaşanır ' kılavuzunda da yazdığı gibi ergenlikte karakterler şekillenirken kendimize sıfatlar , yüzler seçeriz. Sonra sen kimsin? diye sorduklarında isminle beraber onları söyleriz tüm isanlara aynı cevapları veririz. Belli bir süre sonra verdiğin cevapların insanlara göre farklılıklar gösterdiğini gözlemlersin ve kendi içinde yeni senler oluşur bun senlerin sayısı tanıştığın insanların farklılığına göre değişir. Sevgilinle ile beraber olduğun karakter ile iş yerinde ki aynı değildir ya da  ailenin yanında ki ile arkadaşların yanında hepsine sergilediğimiz bu karakterler aslında bizim zenginliğimizdir. O yüzden çift karakterli yada bi sürü karakterli olmayı tercih etmem bundandır. Biliyorum çift karaterli olmak söylemini hep ' kişiliksiz ' anlamıyla bütünleştirildi hatta şu kalıbı duymuşsunuzdur

-İkizler burcumusun?
-Hımm.... Çift karakterli

Bölünerek çoğalan canlıları hiç düşündünüz mü ? 
Ya insanlarda öyle olsaydı..
Ben isterdim doğrusu. Yıllarca yaşayacaksın tek bir vücut da bütün imparatorluk sana ait olacak sonra gün gelecek ve diyecekler ki hadi bölün ! Duygular , Hisler , Düşünceler ,  Sorumlukların , Arkadaşların ,  Ailen Biriktirdiklerin yani beynin kendinde sevdiğin ne varsa bir kenara diğerini bir kenara diye ayıracaksın sanki bahar temizliği yapar gibi. İnsan ne rahatlardı be !
 Böyle bir dünya yok olsaydı fena olmazdı ama yok.

2 yorum:

  1. hocam çok güzel yazmışsında yazım kurallarına dikkat etsen keşke :)

    YanıtlaSil